Yerkürenin en karmaşık bölgelerinden birinde bulunan ve deprem riskinin yüksekliği ile dikkatleri üzerine çeken ülkemizde yapılan araştırmalar bize son yüzyıllık dönemde Türkiye’de ortalama her 8 ayda bir hasar verici depremlerin gerçekleştiğini gösteriyor. Bu tarz büyük afetlere maruz kalan insanlarda ise bir takım psikolojik sorunlar baş gösterebiliyor.
Deprem gerçeğinin zaman zaman yaşanan şiddetli sarsıntılarla kendini acı bir şekilde bizlere hatırlattığını ifade eden Medline Adana Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Fulda Karaçiçek, travmatik ve hayati risk yaratan bir depremin ortasında kalan insanlarda geçici ya da kalıcı psikolojik rahatsızlıkların ortaya çıkabileceğini söyleyerek bu durumla baş edebilmenin yollarını anlattı.
Sorun kalıcı hale gelmeden çözülmeli
Kısa bir süre önce yaşadığımız yıkıcı deprem gibi büyük ve travmatik olaylar sonrasında en sık rastlanan psikolojik rahatsızlıkların başında akut stres bozukluğu ve travma sonrası stres bozukluğu geliyor. Kabuslar, yabancılaşma, depremi hatırlatan mekân ve yerlerden kaçınma gibi sorunlarla kendini gösteren bu rahatsızlıklar ise tedavi edilmedikleri durumda kalıcı hale gelebiliyor.
Deprem toplumun tamamını etkiledi
Depremin getirdiği psikolojik sorunlar sadece bölgede olayı bizzat yaşayanları etkilemiyor; kitle iletişim araçları sayesinde tüm topluma adeta dalga dalga yayılıyor. Bunun sonucunda bireylerde uyuşukluk, dalgınlık, duygusal tepkisizlik, donukluk, hiçbir şey hissetmeme, sadece bir noktaya bakıp dalma, gerçeklikten uzaklaşma, yer ve zaman algısının bozulması, çevrede olup bitenlerin farkına varma halinde azalma, çevreyi ve kendisini olduğundan farklı, yabancı, değişik algılama, depremden öncesinde, deprem esnasında veya sonrasındaki olayları hatırlayamama gibi durumlar görülebiliyor. Bunun yanı sıra bedensel bazı yakınmalar, çarpıntı ve nefes darlığı da ortaya çıkabiliyor.
Travmayı atlatmak için neler yapılabilir?
Deprem travmasını atlatmak için zor da olsa mümkün olan en kısa sürede rutin işlere ve günlük yaşama dönmek gerekiyor. Bu süreçte yapılabilecekleri ise şöyle sıralamak mümkün:
Web sitemizdeki içeriklerimiz kayıt tarihindeki bilimsel verilerle göre hazırlanmış olup bireyleri herhangi bir tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımamaktadır. Lütfen, tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemleriniz için mutlaka doktorunuza veya bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.