1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı

Meme Kanserinde Hayat Kurtaran 3 Altın Kural

Gelişmiş ülkelerde akciğer kanserinden sonra kadınlarda en sık rastlanan kanser türü olan meme kanseri her 8 kadından birinde görülüyor. Bu durum ise tüm kadın kanserlerinin yüzde 24`üne, kanserden ölümlerin ise yüzde 15`ine karşılık geliyor. Erken teşhisin hayat kurtaran en önemli faktör olduğu meme kanserinde hastalığın görülme sıklığı ise dünya genelinde artmaya devam ediyor ve her yıl yaklaşık 1,7 milyon kadın bu hastalığa yakalanıyor.

Yapılan araştırmalar, kadınlarda meme kanseri gelişiminde rol oynayan önemli risk faktörlerinin tanımlanmasını sağlamış durumda. Bu risk faktörlerine maruz kalan kişilerde, toplumun geri kalanındaki bireylere göre daha yüksek oranda meme kanseri gelişimi saptanıyor. Medline Adana Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Onur Bora Aslan, günümüzde meme kanseri hakkındaki bilinç düzeyinin her ne kadar artmış olsa da henüz arzu edilen seviyede bulunmadığını söyleyerek meme kanseri farkındalık ayı dolayısıyla önemli bilgiler verdi.

Erken teşhis için 3 altın kural

Erken teşhiste çok önemli bir rol oynayan mamografik tarama, hekim muayenesi ve kendi kendini muayene etme, ihmal edilmemesi gereken 3 altın kural olarak geçerliliğini günümüzde de korumaktadır. Nadiren erkeklerde de görülebilen meme kanseri yaygın olarak 50 yaş üstü kadınlarda rastlanır. Tüm kanser türlerinde olduğu gibi meme kanserinde de erken teşhis, hastalıkla mücadelede hala en önemli faktör olarak bildirilmektedir.

Kadınlara büyük görev düşüyor

Memede ele gelen kitle bu kanser türünün en önemli belirtisi olarak öne çıkmaktadır. Ayrıca meme başından kanlı akıntı, meme başında kaşıntılı bir lezyonun bulunması ve meme cildinde veya meme başında çekinti de kanserin diğer önemli belirtileri arasında yer alır. Koltuk altında şişlik, memede ödem ya da yara bulunması ise hastalığın ilerlediğine işaret eder. Bu nedenle erken teşhis konusunda en büyük görev kadınlarımıza düşmektedir. Hiçbir meme yakınması olmayan kadınların 20-40 yaş arasında düzenli olarak elle kendi kendini muayene ve yıllık hekim kontrollerini aksatmamaları gerekir. 40 yaşından sonra ise elle muayeneye düzenli hekim kontrolleri ve yıllık mamografi taraması da eklenmelidir. Özellikle risk grubunda yer alan kadınların ise uzman bir hekime başvurarak mutlaka uygun takip periyodlarını belirlemeleri önerilir.

Vakaların çoğunda aile öyküsü yok

Meme kanserinde, kadının birinci derece yakınında meme kanseri öyküsü olması önemli bir risk faktörü oluşturmaktadır. Ancak toplumda meme kanserinin tamamen ailesel geçişli olduğu şeklinde bir yanlış algı vardır. Oysa ki meme kanseri tanısı almış hastaların büyük bir kısmında aile öyküsünün olmadığını unutmamak gerekir. Ailevi ya da genetik geçişli meme kanserleri, tüm meme kanserlerinin sadece yüzde 15 ila 20’sini oluşturur.

Erken teşhis başarıyı getiriyor

Belirtiler sonucu şüphe oluşması durumunda hastaya biyopsi yapılır. Kesinleşen tanıyı takiben multidisipliner yaklaşımla; cerrah, medikal onkolog ve radyasyon onkolojisi hekimi bir ekip olarak tedaviyi planlarlar. Bazı hastalarda ise meme kanseri belirtilerinin hiçbiri görülmez ve kanser yalnızca rutin kontrollerde mamografi incelemesiyle tespit edilebilir. Günümüzde erken teşhis edilen meme kanserinin tedavisi artık daha kolay, başarı şansı ise yüzde 90’lara ulaşmış durumdadır.

Meme kanseri risk faktörleri nelerdir?

  • Cinsiyet ve yaş
  • Aile öyküsü
  • Doğum ve âdet öyküsü
  • Hormon tedavisi
  • Yoğun meme dokusuna sahip olma
  • Çevresel faktörler
3.10.2023

Web sitemizdeki içeriklerimiz kayıt tarihindeki bilimsel verilerle göre hazırlanmış olup bireyleri herhangi bir tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımamaktadır. Lütfen, tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemleriniz için mutlaka doktorunuza veya bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.